Etgar Keret’le tanışmam, kardeşim sayesinde oldu. Buzdolabının
Üstündeki Kız’ın İngilizce versiyonundaki ilk hikaye olan Asthma Attack’i
(astım atağı) okuttu bana. Hikaye dediysem de, bir paragraflık bir şey yani;
öyle sayfalarca bir şey hayal etmeyin. Az kelimeyle çok şey anlatanlara ayrı
bir hayranlığım, zaafım vardır. Belki de bu yüzden öyküleri bu kadar seviyorum.
E haliyle o bir paragraftan sonra “Keret’i de sevdim ki ben” modunda ne yapmış,
ne etmiş, kurcaladım durdum.
Buzdolabının Üstündeki Kız sonrasında Wristcutters filminin temel
aldığı Kneller’s Happy Campers ve Tanrı Olmak İsteyen Otobüs Şoförü’nü okudum.
Rafımda halen okumadığım kitapları var tabii ancak bir yandan da orada burada
yayınlanan hikayelerini, makalelerini okudum. Sonra bir de tekrar İstanbul’ageldiğini öğrenmeyeyim mi? Allaaaaaaaaaaaaaah, tutmayın beni.