Öncelikle şunu itiraf edeyim: bu kitabı, 90’larda geçtiğini görür
görmez sipariş ettim. Konusu, yazarını önceden hiç duymamış olmam, kitap
kapağının anormal pembeliği umurumda olmadı. Baştan şunu da ekleyeyim: 90’ları
yad etmek istiyorsanız, aradığınız kitap bu değil. SMS, iPhone, Twitter ve
Facebook kelimelerinin geçmemesi dışında bana 90’ları hatırlatan hiçbir şey
yoktu içinde. Benim okulumda cep telefonu yasağı olduğu için 2000’li yıllarda
da derste birbirimize not yazıyorduk. O yüzden bunu saymıyorum.
Şimdi “90’lardan bana ne Simay!” diyenlerin Paper Aeroplanes’i (Kağıt
Uçaklar) neden okumak isteyebileceğine gelelim… Paper Aeroplanes, Flo ve Renee
isimli, 15 yaşlarındaki iki kızın hikayesi. Aynı okulda okumalarına, aynı
derslere girmelerine rağmen başlarda birbirleriyle pek alakaları yok. Flo,
Sally isimli, onu önemsemeyen, yalnızca kendi çıkarları için kullanan, bencil
bir kızla BFF. Renee de kendini umursamayan kızlarla takılıyor ve okulu sallamayan,
başı sürekli belaya giren, sürekli oğlanlarla takılan bir kız olarak biliniyor.
İkisinin ortak noktası, aileleri: Renee’nin annesi kansere yenik
düşmüş; kızımız kardeşi, anneannesi ve dedesiyle yaşıyor. Anneanne ve dede
çocuklarını, kardeşi de annesini kaybetmenin acısına gömülmüşken Renee neyle,
nasıl başa çıkacağını şaşırıyor. Flo ise babasını kaybetmenin acısını yaşarken,
bir yandan da sorumsuz annesi ve her gördüğü kız yavşamaktan başka bir şey
düşünmeyen abisiyle uğraşmak, aynı zamanda küçük kardeşine bakıcılık yapmak
zorunda kalıyor. Renee ve Flo, kendilerini anlayan birini bulmanın mutluluğuyla
ayrılmaz bir ikili oluyorlar.
Bu anlattıklarımın kulağa çok depresif geldiğinin farkındayım ama Paper Aeroplanes oldukça sevimli bir kitap aslında. İnsana en iyi arkadaşlarıyla
nasıl tanıştığına dair anılarını, onlarla hem mutluluğu, hem de acıyı
paylaşabildiği için ne kadar şanslı olduğunu hatırlatıyor.
Paper Aeroplanes, okuduğum en gerçekçi, sevimli YA kitaplarından
biriydi. Özellikle vampirlere, kurt adamlara, karakterlerin birbirini görür
görmez “seviyorum, söyleyecem heeeyt!” moduna girdiği kitaplara kısa bir ara
vermek isteyenlere şiddetle tavsiye ediyorum.
YAZARLA İLGİLİ NOT:
Yazar hakkında “adını duymadığım” dediğim için gittim, araştırdım tabii
(ah be Google; sen olmadan nasıl yaşıyorduk!) Kendisi meğersem İngiltere’de
oldukça ünlü bir sunucuymuş. Onu sallayın, bu abla Chris O’Dowd’la evlenmiş bir
de utanmadan! Çok adisin dünyaaaaa… Hani bize!
No comments:
Post a Comment