Kuzey Güney izlerken ellerim boş durmasın, Kindle heyecanımı paylaşayım dedim. Benim ailem kitapkurdu bir evlada alıştı artık. Sağolsunlar, 'Bunun İngilizcesi yok hiç bir yerde! Bu da amma pahalı satılıyor!' tarzı çimkirmelerimi ciddiye alıyor, bana acıyorlar. Bu da bıdıbıdlarımı dinleyişlerinin bir eseri. Alsam mı, almasam mı, nasıl alsam, alışır mıyım acaba diye düşünürken doğumgünü hediyesi olarak bana bir Kindle almışlar. İlk dokunuşta aşk bizimki...
Daha bunları incelerken uzun uzun okumuştum Kindle'ı olanların yorumlarını. Yukarıdaki resimde gördüğünüz gibi abonesi olduğum BUST dergisini dahi Kindle'cığımda okuyabiliyorum. Bu arada, NetGalley diye bir web sitesi var. Kitaplar yayınlanmadan önce eleştirmenlere ve blogger'lara yollanan kopyalarını e-kitap olarak isteyebiliyor, yayıncı onay verdikten sonra da indirip okuyabiliyorsunuz. Veeee tabii ki hemen Kindle'a uyum sağlamış! Bayıldım, bayıldım, bayıldım!
Gıcığıma giden yanları olmadı mı peki? Oldu. O da yayıncıların paranoyaklığından dolayı. İlk açtığımda bulunduğum ülke Amerika olarak gözüküyordu. Uzun zamandır almak istediğim iki kitabı hemencecik alıverdim. Ertesi gün uyanık Amazon bana bir mail attı. 'Sen bunları aldın ama Amerika'da değil, Türkiye'deymişsin Simay hanım!' gibilerinden... Lokasyonunuzu Türkiye'ye değiştirince de hiçbirşey alamıyorsunuz maalesef. Yazıya değer veren bir insan olarak korsan kitap, vs. aldığım olmamıştır şimdiye kadar. Param varsa alırım, yoksa biriktirir alırım. Ancak bu durumda nereden bulursam oradan ediniyorum kitapları. Günah benden gitti mi? Gitti.
Artık bir de güzel bir kılıf bulursam Kindle'ımı çantamda taşımaya başlayabilirim.