A.M. Homes’un aşık olduğum yazarlar
arasında olduğunu bilmeyen kalmasın diye tekrar söylüyorum: aşığım bu kadına,
yok ötesi. Uzun süredir rafımda oturan Los Angeles: People, Places and the
Castle on the Hill isimli kitabını Kurban Bayramı’nda annemlerin yanına
giderken atmıştım çantaya. Rötardı, bilmemneydi derken bir baktım şıp diye
okumuşum. Bunda yazarın neden Los Angeles’ı seçtiğini çok merak etmem de önemli
rol oynadı bence.
National Geographic, A.M. Homes’a gidip,
“hakkında yazmanız için sizi dünyanın neresine isterseniz yollayacağız” demiş.
Homes da Los Angeles’ı seçmiş. Diğer kitaplarından da bildiğim gibi kendisi
ağırlıklı olarak Amerikan kültürünü, aile değerlerini, insan ilişkilerini
işliyor. Bu nedenle ABD dışında bir yer seçmemesi garip gelmedi bana. Homes,
şarkılara, filmlere, şiirlere, aşklara, başarılara, hayallere ev sahipliği
yapmış olan Melekler Şehri’ni bir yabancı gözüyle incelemiş.
Kendisini çok sevmemin nedenlerinden
biri gözlem kabiliyeti. Bu, Los Angeles kitabına da yansımış. Homes, Los
Angeles’ta ünlüleri konuk etmesiyle tanınan Chateau Marmont otelinde kalıyor. Bugüne
kadar Chateau Marmont’ta kalan ve hatta işlerini orada tamamlayan ünlü isimler
arasında James Dean, Hunter S. Thompson, John Lennon, Mick Jagger, F. Scott
Fitzgerald, Jim Morrison gibi pek çok isim var. Sizin de anlayacağınız gibi,
Homes bu oteli özellikle seçiyor ve nedenleriyle birlikte otelin tarihçesine de
az biraz yer veriyor kitabında. Orada tanıştığı insanlar, hatta bazılarıyla
yaptığı röportajları da okuyorsunuz.
Los Angeles’ı konuya odaklanarak
anlatmış aslında: Chateau Marmont ve deprem.
Sonuç olarak diyeceğim şudur: Los
Angeles’ın büyüsü hakkında bir kitap okumak isteyenler başka bir kitap bulsun
kendilerine. Yukarıda anlattıklarım ilginizi çektiyse veya A.M. Homes çok
sevdiğiniz yazarlar arasındaysa da Los Angeles’ı okumanızı tavsiye ederim.
No comments:
Post a Comment