Bu kitaptan bana kalan karmakarışık duygu ve düşünceler oldu. Özellikle
“içi müzik dolu” diye lanse edildiği için çok heyecanlanmıştım. Soundtrack’inin
aşırı zorlama olduğunu düşünen bir ben mi varım acaba? Tamam, Black Flag ve
Dead Kennedys referanslarını anladık ama EEEEEEEEEEEEEE?
İt Kopuk Takımı'nı okumanın en ilginç yanı Jennifer Egan’ı keşfetmek oldu benim
için. Büyük bir Lester Bangs hayranı olarak, onun dışında birileri müzik
hakkında, müzik içeren bir şeyler yazdı mı bana uymuyor, olmuyor. “Sex &
drugs & rock’n roll” jenerasyonu hakkında her bulduğunu yutmuş bir insan
olarak da olmuyor, olamıyor. Egan’ın insanların hangi evrelerden geçebildiğini
uç örneklerle anlatabilmek için böyle bir atmosferi seçtiğini düşünüyorum ama
yok işte, olmadı!
O nedenle hikayeyi bir kenara bırakıp, yazardan neden etkilendiğime
geleyim. Öncelikle, birden fazla karakteri etkileyici bir şekilde bir araya
toplayan, farklı bakış açılarını başarılı bir şekilde ele alan yazarların
hastasıyım. Bu tür anlatımların öncülerinden kabul edilen William Faulkner’ın
As I Lay Dying (Döşeğimde Ölürken) kitabını okurken de aynı şeyi düşünüp çok
etkilenmiş, kitabı daha önce okumadığım için kendime kızmıştım. Jennifer Egan
da bu bakımdan aşmış kendini…
Bunun yanı sıra, bir “roman” okuyor olmama rağmen, bir yandan da kısa
hikayeler okuyorum gibi hissettim. Kısa hikayeleri oldum olası sevmiş birisi
olaraktan haliyle hepsinin birbirine bir şekilde bağlı olması da çok hoşuma
gitti. Kitabın içindeki PowerPoint sunumları, vs. gibi değişik öğeler de bana
biraz Mark Z. Danielewski’nin House of Leaves’ini hatırlattı. Yine de “tarz”
bakımından da Egan’ın 10 üzerinden 10 puanı hak ettiğini düşünüyorum.
Gelelim verdiği mesaja…
Başlıkta ismi geçen “it-kopuk” aslında zaman. Egan, verdiği
röportajlarda da bunu belirtmiş. “9 yaşındaki çocuğum Lady GaGa’yı çok seviyor,
Madonna’nın ise eskidiğini düşünüyor” demiş. Yani, geçmişin bir parçası
olmaktan kaçış yok. Bunu anlamak için onca bekleyen kitap varken 341 sayfalık
bir kitabı okumak gerekli midir, ona da siz karar verin.
P.S. Proust’un Swann’ların Tarafı - Kayıp Zamanın İzinde uzun süredir
okumak istediklerim arasında yer alıyor. Jennifer Egan, kitabının başında
Proust’un bu eserinden bir alıntı yapmış. İtiraf ediyorum, şimdi onu okumaktan
da biraz tırsar oldum!
No comments:
Post a Comment