Kayıp Kaşık

2.11.2013


Kimya çoğu kez gözünüzün önünde olup da size görünmeyendir. “Kimya mı simyadan, simya mı kimyadan?” dünyanın en eski sorularından olmasa da bir çayın içinde kaybolan kaşık insana bu soruyu pekala sordurabilir…



“Bilim Kitaplığı” serisi, dünya tarihine farklı bir okuma getiriyor. Serinin ikinci kitabı olan Kayıp Kaşık, kimyasal elementlerin savaşlardan aşklara dek tarihin her alanında oynadığı merkezi rolü gözler önüne seriyor.

Eskiden fen bilimleri ile sosyal bilimlerin birbirinden çok ayrı konulara sahip olduğu düşünülürdü. Ancak geçen yüzyıl içinde bilimin insanlık tarihini nasıl temelden etkilediği, dolayısıyla örneğin antropolojinin bilimsel unsurlardan bağımsız okunamayacağı fark edilmeye başlandı.

Bu fark ediş değerli kitapların yayınlanmasına da hız kazandırdı. Amerika Ulusal Bilim Yazarları Cemiyeti “En İyi Genç Bilim Yazarı Ödülü” adayı Sam Kean’in Kayıp Kaşık kitabı da bu düşüncenin bir ürünü. “Periyodik tablonun ardındaki delilik ve aşk hikayeleriyle dolu farklı bir ‘Dünya Tarihi’” alt başlığıyla sunulan kitap, raflardaki yerini aldı ve keşfedilmeyi bekliyor!

Platon’dan Goethe’ye, Indra Gandhi’den Mark Twain’e dek dünyaca ünlü pek çok düşünür ve sanatçının periyodik tablo coğrafyasından elementlerle münasebeti olmuş ve bu “mutlu tesadüfler” onların üretimlerine de yansımış. Sam Kean’in büyük bir titizlikle yaptığı araştırmaları, Kayıp Kaşık boyunca adeta bir polisiye gibi ağlarını örüyor ve gizem “Ana duvarı eğri büğrü, sanki sol tarafı kralın duvarcıları tarafından henüz tam olarak bitirilmemiş ve her iki uçta yüksek savunma kuleleri olan bir kaleye...” yani periyodik tabloya varıyor!

Minnesota’da fizik okuyan ve öğrencilik yıllarında laboratuvarlarda geçirdiği yüzlerce saatten, ezberlediği binlerce denklemden ziyade temel eğitimini profesörlerinden duyduğu hikayelerden aldığını söyleyen Kean’in Kayıp Kaşık’ı bize, kimyasal elementler üzerinden delilik ve aşk hikayeleri anlatıyor. Bu da yetmezmiş gibi tarihin tozlu sayfaları arasında çözülememiş sırlar olarak kalmış intiharların, cinayetlerin, kazaların ve daha birçok vakanın olası kimyasal nedenini ortaya atıyor.

Tam gözümüzün önünde duran, bize aslında her şeyin çok net olduğunu düşündüren periyodik tablonun gizemleri henüz tam olarak çözülebilmiş değil. Hatta Sam Kean, kitabının son bölümünde şu ilginç teoriyi ortaya atıyor: “Bir gün uzaylılar dünyayı ziyarete gelirse, onlarla iletişim kurabileceğimizin bir garantisi yok, hatta muhtemelen ‘Dünyaca’ konuşacakları bile şüpheli. Ses yerine feromonlar veya ışık sinyalleri kullanabilir ve karbondan bile yapılmamış olabilecekleri için etrafta bulunan diğer canlıları zehirleyebilirler. Ne yapıp edip akıllarına girmeyi becersek bile aşk, tanrılar, saygı, aile, para, barış gibi bize ait ilgi alanları onlara anlamsız gelebilir. Onların önüne çıkartabileceğimiz ve kavramalarını sağlayacağımız şeyler, sadece pi gibi sayılar ve periyodik tablodur.”

Dünyada keşfedecek çok şey var hâlâ ve her keşif, yeni bir macera. Sam Kean’in Kayıp Kaşık’ı, periyodik tablo coğrafyasında yepyeni bir maceraya çağırıyor okurları.

No comments:

Post a Comment

Blog Design by Nudge Media Design | Powered by Blogger

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivs 3.0 Unported License.
Header'ımı sevgili kardeşim Jaffar yaptı.