4.07.2013

Türkiye'nin ilk blog turunu düzenleyen ÜKG (Ütopik Kızların Günlüğü) Birliği olarak 9'uncu blog turumuzda yine dopdolu bir tur programıyla karşınızdayız, ey okurlar! Yabancı Yayınları'nın desteğiyle Jamie McGuire'ın Tatlı Bela isimli kitabını didik didik ettik. Zimlicious'ta yazarla gerçekleştirdiğimiz röportajı bulacaksınız. İncelemeler, çekilişler ve daha fazlası için turun tamamını gezmeyi unutmayın! Tur takvimimiz şöyle:

07 Nisan - Zimlicious: Yazar ile Röportaj



Tatlı Bela'yı eğlence olsun diye yazmışsınız. Fikir nereden çıktı? Hikayeyi okurlarla paylaşmaya nasıl karar verdiniz?
Travis'e ilham veren adamdan hoşlanıyordum o zamanlar. İlişkimiz tamamen platonikti çünkü birine bağlanmaya hazır değildi. Aynı zamanda arkadaşlığımızı riske atamayacak kadar önemsiyordu beni. Bu konuda olmasını istediğim şeyleri kurgulaştırmaya karar verdim ve hikaye kendiliğinden şekillendi. Requiem'in (Providence serisinin 2'nci kitabı) edit'lerini beklerken Tatlı Bela'yı yayınlamaya karar verdim. Okurlarım [Requiem'i beklerken] sabırsızlanıyorlardı. Onlara bekleme sürecinde okuyacak bir şeyler verebilmek için Tatlı Bela'yı internette paylaştım.

Web sitenizde Tatlı Bela'nın kendi üniversite deneyimlerinizden esinlendiğini belirtmişsiniz. Dövüş kulübü de bunun bir parçası mı?
Hayır; dövüş kulübü kurgusal.

Karakterleriniz tanıdığınız insanlardan esinlendi mi?
Evet. Travis (gerçek adı Shepley) ve Brazil (gerçek soyadının farklı şekilde yazılmış hali) tanıdığım kişilerden esinlendi. America'yı da bir arkadaşımın arkadaşından esinlenerek isimlendirdim.

Abby'nin yanı sıra okurlar da Travis'e aşık olmuş durumdalar. Sizce neden kadınların çoğunluğu alfa erkeklerden hoşlanıyor?
Kadınların, ehlileştirilemeyen erkekleri değiştiren kadın olma arzuları çok eskilere dayanan bir fantezidir. Özel olmak, uğrunda savaşılmaya değer olmak istiyoruz. Gerçek hayatta böyle bir erkeği seçmek mutlu sonlanmayabiliyor ancak hikayelerde mutlu son mümkün. 

Yazmakta zorlandığınız karakterler oldu mu? Eğlenceli olanlar hangileriydi?
Karakterleri oluşturmak benim için kolay olan bir şey. Tatlı Bela'dan America ve Travis, Providence serisinden ise Ryan, Claire, Bex ve Eli favorilerim. 

Kitaplarınızı kendi imkanlarınızla yayınlamaya (self publishing) nasıl karar verdiniz? Geleneksel bir yayıncıyla birlikte çalışmaya başlamak nasıl bir duygu?
Yazmaya başladığım 2009 yılında kitabınızı kendi imkanlarınızla yayınlamanız halen kabul görmeyen bir şeydi. Bir yazar olarak önemsenmem için geleneksel yayıncılarla birlikte çalışmam gerektiğine inanıyordum. İlk başta temsilcilere başvurdum ve kendi imkanlarımla yayıncılığa karşı koydum. Bir temsilci bulmanın mümkün olmadığını (haftada 500 farklı başvuruyla yarışmak zorunda kalıyorsunuz) farkedince kitaplarımı kendim yayınlayıp satmaya çalışmaya karar verdim. E-kitaplar hakkında bilgim olsaydı keşke. Öyle olsa, çok fazla para ve enerji tasarrufu elde edebilirdim! Providence'ı 2009'da bitirdim. Kasım 2010'da Providence'ın 1000 adet baskısını yaptırdım. Yazar April Bostic, self publishing'i çok güçlü bir şekilde savundu. Aralık 2010'da, JR Rain bana e-kitaplar hakkında bilgi verdikten sonra Providence'ı e-kitap formatına çevirdim. Providence'ı Amazon KDP'de 2011'in Ocak ayında yayınladım ve 17 kitap sattım. Bir sonraki ay bunun iki katından fazla kitap sattım. Sattığım kitap sayısı artmaya başladı. Tatlı Bela'yı Haziran 2011'de yayınlamaya karar verdim ve Temmuz ayında 30,000'den fazla kitap sattım. 

İyi para kazanıyordum ve tam zamanlı, 'self published' bir yazar olarak çalışıyordum. Providence'ı KDP'ye koymamın öncesinden beri geleneksel yayıncılarla birlikte çalışmak gibi bir amacım yoktu. Beklediğim onayı satışlardan ve okurların yorumlarından elde ediyordum. Atria Books'la işbirliği yaptım çünkü Tatlı Bela'yı götürebildiğim kadar ileri götürdüğümü düşünüyordum ve bu deneyimi de yaşamak istedim. Bugün, kitaplarını kendi yayınlayan bir yazarın kitaplarını raflarda görmesi zor. Atria'nın ulaştığım okur kitlesini genişletmeme yardımcı olacağını biliyordum ve bunu yaptılar. Atria'dan çok memnunum ve onlarla çalışmaya devam edeceğim. Bu süreçte bazı kitaplarımı yine kendim yayınlamayı sürdüreceğim.

Üç çocuğunuz olduğunu okudum. Aile hayatı ve yazarlığı nasıl dengeliyorsunuz?
Kariyerim sayesinde eşim emekli olabildiği ve gününü çocuklarla geçirebildiği için çok şanslıyız. Yaşı daha büyük olan çocuklarımız okula gidiyor, bu nedenle gün içerisinde yazıyor ve iyi yol kat ediyordum. Şimdi bir bebeğim olduğu için hiç boş zamanım olmuyor. Hiç bir zaman, haha! Eşim, fevkalade, deneyimli bir baba ve ben yazarken oğlumuza o bakıyor. Hayatımı çok kolaylaştırıyor! Bunların hiç birini o olmadan başaramazdım. Genellikle, kızlarımın okulunun tatil olduğu yaz aylarında ben de tatil yapıyorum. Kendi çalışma saatlerimi kendim belirliyorum ve deadline'ım olmadığı zaman hayatımı dengelemek nitekim kolay oluyor. Bununla birlikte çok uzun çalışma saatlerim var ve bunların çoğu geceleri, ailemin uyuduğu zamanlar oluyor.

Tatlı Bela'dan okurlara kalanın ne olmasını umuyorsunuz?
Yüzlerinde bir gülümsemenin, memnun bir iç çekmenin kalmasını umuyorum. Kitabıma para verdiklerine değdiğini hissetmelerini diliyorum. Biri bana karakterlerimi düşünmeden duramadıklarını veya kitaplarımı birden fazla kez okuduklarını söylediği zaman bunların en büyük başarı olduğunu düşünüyorum.

Artık dünyanın dört bir yanında okurları olan bir yazarsınız. Türk okurlarınıza bir mesajınız var mı?
Hepinize teker teker teşekkür ederim kitabımı okuduğunuz için. Bu küçük hikayemi farklı kültür ve ülkelerden okurların sevmesi beni hayrete düşürüyor ve çok mutlu ediyor.

No comments:

Post a Comment

Blog Design by Nudge Media Design | Powered by Blogger

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivs 3.0 Unported License.
Header'ımı sevgili kardeşim Jaffar yaptı.