Türkiye'nin ilk blog turunu düzenleyen ÜKG (Ütopik Kızların Günlüğü) Birliği olarak 10'uncu blog turumuzla karşınızdayız. Arunas Yayınları'nın desteğiyle J.K. Beck'in Davet isimli kitabını inceliyoruz. Zimlicious'ta yazarla gerçekleştirdiğimiz röportajı bulacaksınız.
Tur takvimimiz şöyle:
Hukuk ve medya alanlarında çalıştınız ancak ‘kalbim romanlarda’ demişsiniz. Roman yazmayı diğerlerinden daha iyi kılan nedir?
İyi bir soru! Film ve televizyon için yazmayı ve gazeteciliği (ve yasal evrakları yazmayı) da seviyordum. Ancak gazetecilik ve hukuk söz konusu olduğunda gerçek olana bağlı kalmanız gerekiyor—gerçekleri bildirirken de, yasayı gerçeklere uygularken de. Bu canavarın doğası bu. Yaratıcı tarafı hikayenin ‘nasıl’ anlatıldığı kısmında giriyor işin içine ancak ‘ne’ anlattığınız gerçeklerle sınırlı. (Tabii siz haber uydururken yakalanıp, kendiniz haberlere konu olmak istemiyorsanız!)
Film ve televizyon için yazmaya gelince, onu da seviyorum. Ancak roman yazmak konusunda tatmin edici bulduğun iki nokta var. Bunlar karakterlerin kafasının içine girebilmek (iç diyalog gibi) ve yaratıcılığın kontrolünün neredeyse tamamen elimde olması. Film ve televizyon için yazarken sayfadakileri aksiyon ve diyaloğa dönüştürmeniz gerekiyor. Bu nedenle bir karakterin iç diyaloğunu, düşüncelerini dahil etmeye gerek yok; bunu yapmak amatörlüğün işareti olarak kabul ediliyor. Bunun ötesinde, bir film senaryosu bir roman gibi bitmiş bir ürün değil. Çorbaya tuz katan çok kişi var ve sonunda ekrana aktarıldığında ürün büyük ölçüde değişmiş olabilir. Romanlar için böyle bir durum söz konusu değil.
Siz hukuk alanında çalışmışsınız ve Sara bir avukat. Karakterleriniz siz veya bildiğiniz/tanıdığınız kişileri temel alıyor mu?
Direkt olarak değil, hayır. Sanırım tüm yazarlar tanıdıkları insanlardan bir şeyler alıyor ancak bir kişiyi göstererek ‘o şu karakter’ diyemem.
Farklı türlerde romanlar yazıyorsunuz. Bir favoriniz var mı?
Sanmıyorum. Çeşitliliği seviyorum ve bu nedenle farklı türlerde yazıyorum. Şu anda erotika yazıyorum ve bu türün karakterlerle birlikte derine inmeye, birbirleriyle ilişkilerini değerlendirmeye vesile olmasını çok seviyorum.
Paranormal türlere olan ilginiz nereden geliyor?
Sanırım televizyondan. Sütten kesildiğimde I Dream of Jeannie ve Bewitched izliyordum. Çocukken okuduğum kitaplarda paranormal türdeydi; Half-Magic ve Wrinkle in Time gibi. Daha ‘büyük’ bir dünya olabileceği düşüncesi bana çekici geliyor!
Özellikle Amerikalı olmayanlar için ‘California’ büyülü bir kelime. Orada yaşamak yazdıklarınıza ilham verdi mi? Peki ya Texas?
Büyük şehirleri seviyorum; bu doğrultuda California, özellikle Los Angeles ilham verisi. Bunun yanı sıra çeşitli kariyerlerde elde ettiğim fırsatlar da. Ve tabii ki farklı lokasyonlarla pek çok şey yapabilirsiniz; California çeşit çeşit insanın, yerin olduğu bir eyalet.
Texas’ın pek etkili olmadığını itiraf ediyorum. Burada büyüdüm ancak kovboylar, petrol veya diğer stereotipik Texas konuları hakkında yazmak ilgimi çekmiyor. Benim için Texas demek, Austin ve Houston ve Dallas demek. Yani eklektik ve acayip veya büyük ve kültürlü.
Çocukluğunuzdan beri yazar olmak istediğinizi okudum. Yazmaya odaklanarak tam zamanlı bir yazar olmaya nasıl karar verdiniz?
Finansal durumum uygun olana kadar işimi bırakıp tam zamanlı yazmaya başlamadım. İşler bu şekilde gerçekleştiği için şanslıyım! Dönüm noktası, Carpe Demon’ın film haklarının alınmasıydı. O yıl hesap yaparak hukuk alanındaki işimi bırakırsam yemek almaya ve arabaya benzin koymaya devam edebileceğimi gördüm.
Gazetecilik okuyacağımı söylediğimde ailem yazı yazarak karnımı doyurabileceğimden şüpheliydi. Gazeteciliği seçtiğinizi söylediğinizde sizin ailenizin tepkisi ne oldu?
Sanırım onlar da şüpheliydi. Lise boyunca lise gazetesinin editörlüğünü yaptım ve bundan dolayı bir gazete veya radyo/televizyon istasyonunun kadrosuna katılmak korkutucu değildi. Ama roman yazarı olmak... bu beni korkuttu.
Aileniz romanlarınız hakkında ne düşünüyor?
İyi olduklarını düşünüyorlar. Tabii teslim tarihlerim yaklaşıp da tamamen ortalıktan kaybolmadığım zamanlarda!
Yazmayı ve aile hayatını nasıl dengeliyorsunuz?
Dürüst olmam gerekirse zor olabildiğini söyleyebilirim çünkü çocuklarıma evde eğitim veriyorum; önümüzdeki yıl okula gidecekler. Evde çalışırken kolayca işe gömülebiliyorsunuz. Bu yüzden ailenizde zaman geçirmek için vakit ayırmak önemli.
ÜKG takipçileri arasında sizinle ve kitaplarınızla ilk kez tanışanlar olacak. ‘Davet’te ne bulmalarını umuyorsunuz?
Sevdikleri bir hikaye ve ilgilerini çekecek karakterler bulmalarını umuyorum. Davet, kalbimde özel yeri olan bir kitap. Paranormal bir ‘law and order’ gibi ama karakterlerin farklı, kendilerine özgü ahlaki değerleri var.
Yazar adayları için tavsiyeleriniz var mı?
Çok okuyun! Ve çok yazın! Ne kadar fazla yazarsanız, kendi sesinizi bulmak doğrultusunda o kadar yol kat edersiniz.
Türk okurlarınız için bir mesajınız var mı?
Desteğiniz için çok teşekkürler ve umarım kitapları seversiniz!
Daha fazla bilgi için Julie Kenner'ın web sitesini ziyaret edebilirsiniz: Site - J. K. Beck yazarın takma adı.
No comments:
Post a Comment