Kitap Kurdu Röportajları #4: Merve

9.21.2012


Bu haftaki konuğum kitapsever, paranormal düşkünü, gülmeyi çok seven, azıcık da umursamaz biri olduğunu söyleyebilen Merve. Kendisi aynı zamanda Türkiye'nin ilk blog turuna katılan blogger'lardan biri. Röportajı okuduktan sonra Merve'nin çok sevdiğim kitap blogu Kitab-ı Sevda'ya bir göz atmayı ve GoodReads sayfasını ziyaret etmeyi unutmayın!


Kitap hastalığı ne zaman ve nasıl başladı?  
Kitap hastalığım 2009 yılının ilk aylarında başladı; vampirlerle o zaman tanıştım. Alacakaranlık'ı ilk o zaman okumuştum. Bunu gençlik hatası diye adlandırıyorum şu sıralar. Asıl bağımlılık nedenimi Anita  [Blake] olarak tanımlarım. Artemis kitabı çevirmeyi bırakmıştı ve ben de İngilizcelerini okumaya başladım. Daha önce hiç okumayan birisi için günde 14 saat kadar İngilizce kitap okumak biraz zor. Bu bende bağımlılığa dönüştü ve o yıl gerçekten kitap okumaya başladım. Şu an okumayacağım veya şuan merakla beklediğim bir çok seriye o zaman başlamıştım. Artemis'e teşekkür mü etmeliyim diye düşünmüyor değilim...

Kitap kurtları "Bu kadar okunur mu?" veya "Kitaplara bu kadar para mı verilir?" gibi tepkiler alıyor. Böyle bir anınız var mı? Bu konuda ne düşünüyorsunuz? 
Kitap kurdu problemleri arasında çok işittiğim bir soru bu ama ben pek karşılaşmadım. Dayım ve annem beni bu konuda teşvik etmişlerdir, bu yüzden aileden pek bir tepki gelmedi. 'Çok okuyorsun' tarzı yorumlarla her gün karşılaştım elbet ama olumsuz durumlarla pek karşılaşmadım. Özellikle bir kaç kitap okuyunca ders çalışmam pek gerekmedi ama notlarım gerçekten yükseldi. Başarılı olmanızın nedeni kitaplar olunca kimse size çok okuyorsun da demiyor. LYS ve YGS'ye bile kitap okuyarak hazırlandım.

Kitap okumanın da yaşamak için gerekli olduğuna inanıyorum; kimse sizi gıda ürünleri aldığınız için suçlamıyosa, kitap aldığınız için de suçlamamalı.

Bir kitap hakkında "ben bunu okurum!" demeniz için hangi özelliklere sahip olması gerekiyor?
Kapağının güzel, türünün paranormal (çoğunlukla), kitapta yer alan çetin bir kadın karakterin olması  ve Goodreads'teki bir kaç yorumun iyi olması yetiyor. Paranormal ve kadın karakterin olması benim için yeterli ama tabii her zaman istisnalar var.

Kitap kapaklarının çekici olması önemli mi? Kapağı, bir kitabı okumak veya okumamak konusundaki kararınızı etkiliyor mu?
Benim için bu çok önemli. Bu konuda kesin kararımı kapak belirliyor. Bu huyumdan nefret ediyorum ama bir kitabın kapağı güzel değilse çok ciddi tavsiyeler almadıkça elimi bile sürmem.

Türkiye'deki kitap fiyatları ve yayın kalitesi (tasarım, baskı, dil, vs.) hakkında ne düşünüyorsunuz?
Çeviri hakkında biraz problem yaşıyorum ve kitabı öldürdüğünü düşünüyorum. Bu yüzden genellikle Türk yazarlar okumaya gayret ediyorum. Son zamanlarda kapak tasarımları daha iyi gibi geliyor. Baskı hatalarına ise neredeyse her kitapta rastlamak mümkün. Fiyatlar ise gerçekten çok pahalı. Üstelik kitaplar genellikle ciltli basılmıyor ve bu kullanım ömürlerinin daralmasına neden oluyor.

E-reader'ınız var mı? Varsa geleneksel kitapları mı, e-kitapları mı tercih ediyorsunuz? Yoksa almayı düşünüyor musunuz?
2 ay önce -en sonunda- bir Kindle Touch aldım. Bir kez okuyacağım ya da beni etkilemeyen kitapları e- kitap olarak okuyup orada bırakmayı tercih ediyorum ama Anita Blake ya da Guild Hunter (Lonca Avcıları) gibi bayıldığım seriler için elime geçen yabancı ya da Türkçe her kopyayı almaya çalışıyorum.

Hangi yazarla bir akşam yemeği yeme şansına sahip olmak isterdiniz (ölü veya hayatta)? Hangi konulardan bahsederdiniz?
Laurell K. Hamilton'dan başkası olamaz bu kişi! Ne sorular soracağım ise çoğunlukla anlık gelişecektir ama başlangıç için Anita ve Merry her daim iyi bir nokta.

"Kitap okumaya hiç zamanım yok" diyenler için tavsiyeleriniz var mı?
Gerçekten kitap okumak isteyen bir yolunu bulur. Bunun bahane olduğunu düşünüyorum.

Aşık olduğunuz ve/veya "bunu bir kaşık suda boğarım" dediğiniz kitap karakterleri var mı?
O kadar çok ki! Her karaktere biraz aşığımdır aslında. Anita'da Jean-Claude'a bayılırım ve Richard'ı öldürmek isterim. Çalıkuşu'nda Kâmranı elime verirseniz cesedini alırsınız. The Fault in Our Stars'daki o yazar ise nefreti tamamen ayrı bir noktaya çıkarıyor benim için. Vampir Akademisi'ndeki Rose ise ilk nefret ettiğim anlatıcıdır. Nefretim aşkımdan daha tutkulu.

Kitapların film adaptasyonları hakkında ne düşünüyorsunuz? Şimdiye kadar beğendiğiniz bir film adaptasyonu oldu mu?
Adaptasyonları izliyorum, sırf meraktan, ama Yüzüklerin Efendisi dışında hiçbirini sevemedim. Kitaptan uzakta işler üretiyorlar çünkü. Biz kitabı seviyoruz ve filmi de onun için bekliyoruz ama işin sonucunda gidişat değiştiriliyor ve bunun okuyuculara haksızlık olduğunu düşünüyorum. Yazarları da suçluyorum. Bu konuda çok yaralıyım. Yüzüklerin Efendisi serisinin sadece ilk kitabını okudum bu yüzden tamamını okuduktan sonra fikrim değişebilir.

Dünyanın sonu gelmiş, bir uzay gemisi sizi kurtarıp başka bir gezene götürecek. Ancak yanınıza sadece 5 kitap alabilirsiniz. Hangi kitapları kurtarırdınız?
Anita Blake 1,3,9, Çalıkuşu, Angels' Blood. Çok sınırlı oldu bu. Kindle'ı alabilseydim....

Yabancı yazarları mı, Türk yazarları mı tercih ediyorsunuz?
Genellikle yabancı ama Türk yazarları da tanımak için çaba sarfediyorum. İnsanın ana dilinde yazılmış kitapları okuması gibi bir duygu yok. Türk paranormal kitapları pek tercih etmiyorum ama...

Şu anda hangi kitabı okuyorsunuz?
Elif - Paulo Coelho. Sevemediğim bir kitap oldu. Arada sırada söylenen o anlamlı sözler olmasa kitabı nasıl bitirirdim merak ediyorum.

Okunacaklar listenizde hangi kitaplar var?
Biraz uzun bir liste, link vermek daha kolay olur sanırım: buraya tıklayınız. Ama içlerinde ölesiye okumak istediğim kitapların adlarını paylaşmak istiyorum: Paper Towns - John Green, How to Drive a Dragon Crazy (The Dragon Kin, #6) - G.A. Aiken, Anita Blake 22, Dead Ever After (Sookie Stackhouse, #13), Archangel's Storm (Guild Hunter, #5).

Şu an bu röportajı okuyanlara bir kitap tavsiye eder misiniz? Neden okumalılar bu kitabı?
Herkes her kitabı sevmeyeceği için benim gibi paranormal bağımlısı olanlara Türkiye'de de çıkacak olan Meleklerin Kanı adlı kitabı öneririm. Eğer fırsatı olanlar ve konusu da ilgisini çekenler olursa The Fault In Our Stars da çok hoş bir kitap.

No comments:

Post a Comment

Blog Design by Nudge Media Design | Powered by Blogger

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivs 3.0 Unported License.
Header'ımı sevgili kardeşim Jaffar yaptı.