Kitapçıda görüp de arkasını okuyunca ilgimi çektiği için aldığım bir kitap bu. Su ve kar gördüm mü dayanamıyorum; elimde değil. Watersong serisinin ilk kitabı olan Wake, biraz ürpertici bir Disney filmi gibiydi. Bayılmadım, olan hiç bir şeye de şaşırmadım açıkçası ama o büyülü havası çok hoşuma gitti ve devamını okumak için can atıyorum.
Gemma ve abları Harper, Maryland eyaletinin Capri kasabasında, babalarıyla birlikte yaşıyorlar. Anneleri akıl hastalarının kaldığı bir kurumda yaşıyor. Capri, okyanus kenarında oluşu ve uçsuz bucaksız sahilleri ile turistlerin gözdesi olan yerlerden biri. Penn, Thea ve Lexi isimli, sürekli birlikte gezen kızlar kasabaya gelince birden Gemma'ya takıyorlar. Eh, kitabın konusunu bilince az buçuk tahmin ediyorsunuz ne olacağını ama yine de heyecanla okuyabiliyor insan.
Çok da spoiler olmayacağını umduğum, Knut Ekvall'ın "The Fisherman and the Siren" isimli çalışması.
Hocking, oldukça gerçekçi, inanılabilir karakterler yaratmış. Bence neler olacağını tahmin edebildiğiniz halde sıkılmadan okumaya devam edebilmenizin nedenlerinden biri de bu. Harper ve Gemma'nın abla-kardeş ilişkisi, annelerinin yokluğunda büyük kardeş olan Harper'ın anne rolünü üstlenmeye çalışması, babalarının iki genç kızla tek başına ilgilenmek durumunda kalması... İlk aşk, ilk öpücük ve sonunda geceleri yüzmeyi seven kızın su altında nefes almaya başlaması...
Dedim ya, biraz ürpertici bir Disney filmi gibi. Bence severek okuyacaksınız.
Serinin ikinci kitabı Lullaby ve üçüncü kitabı Tidal çıkmış bile. Son kitap Elegy de Ağustos 2013'te çıkıyormuş. Araştırdığım kadarıyla Türkçe edisyonları yok henüz; hadi yayıncılar, bunu da kapsın biriniz de herkes okusun!
P.S. İngilizcesini alıp okuyayım diyenler varsa D&R mağazalarında bulabilirler. Ben aldıktan sonra başka bir D&R'da da gördüm kitabı.
No comments:
Post a Comment